Hürrem | Konular | Kitaplar

Osmanlı Kadını

TÜRK KADINLARI AVRUPA’DA HİÇ TANINMAZ

Meşhur tarihçi, ilim ve devlet adamımız Ahmed Cevdet Paşa’nın hanımı Senîha Sultan, bir Fransız diplomatının hanımı olan Madame Simone de La Cherte ile pek çok kez mektuplaşmıştır. Bu mektuplarda, 1911’lerin Osmanlı kadınından birçok mevzuda bilgiler mevcuttur. İşte bunlardan bir tanesi:

“Sevgili iki gözüm,
Biz Türk kadınları, Avrupa’da hiç tanınmayız. Hatta diyebilirim ki, Çin ve Japon kadınları kadar bile tanınmayız. Halbuki Pekin ve Tokyo, Paris’e çok uzaktır. İstanbul ise çok yakındır. Bizim hakkımızda akla hayâle gelmeyecek şeyler uyduruyorlar. Ne ehemmiyeti var. Bizim esir olduğumuzu, kafes içinde birbirine rakip sayısız zevceler topluluğu hâlinde yaşadığımızı sanıyorlar.

Osmanlı Kadını Zevkli ve Beceriklidir!

“Padişah anaları yabancıdır Türk ırkını bozmuştur” demek onlara atılabilecek en büyük iftiradır…

Böyle bir iftira ruhlarını incitmekle kalmaz hayatın gerçeklerine de aykırı düşer. Çünkü insan mensup olduğu ırktan değil insanlığa katkılarından kıymet alır. Bu anlamda padişah anaları eşleri ve kızları son derece kıymetlidir. Zira hemen hemen hepsi kendilerine verilen tahsisatı israf etmeyerek “eser”e dönüştürmüş ve kendilerinden sonraki insanlığa armağan bırakmışlardır.

Birkaçı dışında farklı etnik kökenlerden gelen hanım sultanların çoğu çocuk yaşta saraya alınarak eğitilir padişah eşi olmaya layık hâle gelenler valide sultanın (padişahın annesi) arzu ve onayı sonucu padişahla evlendirilirlerdi…

Harem Osmanlı'nın en büyük okuludur

Tarihçi-Yazar Gülfidan Uğurluel, Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın zirveyi yaşamış bir padişah olduğunu söyledi.

Yedirenk Eğitim Kültür ve Çevre Derneği'nin Seyhan Kültür Merkezi'nde düzenlediği "Osmanlı Kadını ve Harem" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Uğurluel, Osmanlı'da kadın ve erkeği bir arada ele almak gerektiğini kaydetti.

Aslı Sancar: Osmanlı kadını bilinçliydi



Evlendikten sonra Müslüman olan Sancar başörtüsüyle ilk defa Türkiye'ye gelince karşılaşmış. Sancar, Osmanlı kadınını incelemek ve onları tanımak için epeyce çaba göstermiş.

Üniversitedeyken tanıştığı Türk ile evlenen Aslı Sancar, o güne kadar ne Müslümanları tanıyordu ne de başörtülü birini görmüştü. Evlendikten sonra Müslüman olan Sancar başörtüsüyle ilk defa Türkiye'ye gelince karşılaşmış. Sancar, Osmanlı kadınını incelemek ve onları tanımak için epeyce çaba göstermiş. Kaynak kitap özelliğini taşıyan Ottoman Woman kitabını da bu araştırmalardan sonra kaleme aldı. Sancar ile hayatını ve kitabını konuştuk.
Osmanlı kadını bilinçliydi, bugün kadınlar haklarından habersiz