Hürrem | Konular | Kitaplar

Rodos Kalesi

Türklerin rodos adasını fethinin nedeni

Kanunî Sultan Süleyman’ın Akdeniz’de hakimiyet kurmak için Rodos adasının fethi için uğraşmıştır. Rodos seferi ilk, Malta seferi ise son dönem demektir. Padişahın Akdeniz de Osmanlı hakimiyetini sağlaması ve mücadelenin Batı ve Orta Akdeniz’e doğru ilerlemesi için dünyada eşine çok az rastlanan Rodos ve ona bağlı adaları ele geçirmesi gerekiyordu.

Rodos adası ve çevresindekiler, Osmanlı’nın tamamen ele geçirmek istediği önemli yerlerdi. Rodos adası tamamen şövalyelerin elinde bulunuyordu. Kanuni Sultan Süleyman, Belgrad’ı almış fakat Osmanlı siyasetinin bu ikinci meselesini de halletmek istiyordu.

Rodos Şövalyeleri ve Rodos anısı


400 yıla yakın türk toprağı olan On İki Adaların başkenti Rodos’ta 60 bini merkezde olmak üzere 120 bin kişi yaşıyor. Ama adaya senede iki milyona yakın turist geliyor.

Adını bir su perisinden alan Rodos antik çağların en zengin şehirlerinden biriymiş. Bunun da nedeni gelen gemilerden vergi almayıp, sadece kumanya alma mecburiyeti getirmeleri olmuş. Roma ve Bizans döneminde çok önemli olmayan ada, 1309’da gelen St. John Şövalyeleri zamanında altın çağını yaşamış.

Kanuni rodosu nasıl feth etti

Rodos'un Fethi bilindiği gibi, Kanunî Sultan Süleyman'ın Akdeniz'de Osmanlı hakimiyetini kurmak için giriştiği büyük mücadelede, Rodos seferi ilk, Malta seferi ise son dönemi ifade eder. Dünya tarihinin esine ender rastladığı ünlü Pâdişahin saltanatının ikinci yılında Rodos'u ve ona bağlı bulunan adaları ele geçirmesi, Doğu Akdeniz'de Osmanlı hâkimiyetinin yerleşmesini sağladığı gibi, mücadelenin bundan böyle Orta ve Bati Akdeniz'e intikal ettirilmesi imkanını da sağlamıştı.

Rodos'un Fethi

Ege Denizi'ndeki on iki adanın en büyüğü olan Rodos, aynı zamanda Anadolu'ya en yakın adalardandır. Bir ara Müslüman Araplar tarafından da fethedilen ada, tarih boyunca çeşitli milletlerin idaresi altında kalmıştır. Saint-Jean (Hazret-i Yahya) şövalyelerinin 1308 tarihinde Filistin bölgesinden adaya gelip yerleşmesiyle adada yeni bir dönem başlamıştır. Bu tarihten sonra Rodos, Hıristiyanların doğudaki en önemli merkezi ve ileri karakolu hâline gelmiştir. Osmanlı döneminde ise, İzmir'de sahip oldukları kale sayesinde bölgede tutunabilen şövalyeler, Timur zamanında kalelerinin yıkılması üzerine burayı terk etmek mecburiyetinde kalmışlardır.