Hürrem | Konular | Kitaplar

Süleyman Mabedinin Özellikleri

Süleyman Mabedinin özellikleri
Sur kralı Hiram sedir ağacı kerestesi ve ustalar göndererek Tapınağın inşasına yardım etti. Tapınak üç farklı bölümden oluşacak şekilde tasarlandı. İlk bölüm seçkinlerin oluşturduğu grup tarafından ikamet edilen avlu; ikinci bölüm ise kral tahtının bulunduğu avluydu. Bu bölüm birbirinden farklı renklerden oluşan mermerlerden teşekkül ediyordu. Dört kapısı olan bu bölümün her kapısına yedi basamaklı merdivenlerle ulaşılıyordu. Üçüncü bölüm, din adamlarının işgal ettiği avluydu. Bu avlunun biri kuzeye, biri güneye, biri de doğuya bakan ve sekiz basamaklı merdivenle çıkılan üç kapısı vardı. Din adamlarının oluşturduğu bölüm üç kısımdan oluşuyordu. Bunlar, teras, ibadethane ve “Kutsalların Kutsalı” adı verilen bölümlerdi. Din adamlarının oluşturduğu bölümde tütsü sunağı ve on altın kandil yer alıyordu. Kutsalların Kutsalı bölümüne, içinde Kanun Levhaları bulunan ve altın kaplamalı tahtadan yapılmış iki kanatlı meleğin muhafazasındaki sandık yerleştirildi. Buraya sadece üst düzey din adamları yılda bir defa girebiliyordu. Tapınak 50 m. uzunluğunda, 30 m. genişliğinde bir dikdörtgen şeklinde inşa edildi. Bir revak 12 m. yüksekliğinde iki bronz sütun ve birbirine geçilen iki salondan oluşuyordu. Hekal (kutsal mahal) 20 m. uzunluğunda, 10 m. genişliğinde ve 15 m. yüksekliğindeydi Tapınağın iç kısmı birbirinden değerli eşyalarla süslendi. Tapınağın iç duvarları, sütunları, tavanı ve zemini ve kapıları altın ve bronz oymalarla süslendi. Dış duvarlar ise mermer ve değerli taşlardan bina edildi. Tapınağın duvarlarına işlenen oymalar Babil Tapınağı’ndaki yazıtları andırıyordu. Süleyman Tapınağı, iç avlularıyla birlikte muazzam bir görselliğe büründü. Tapınağın dışını çevreleyen duvarlar tüm iklim ve çevre koşullarına dayanacak kadar sağlam bina edildi. Tapınağın dış kısmında kurban kesmek için özel bir sunak yaptırıldı. Güvenliği sağlamak adına şehrin etrafına duvarlar ördürüldü. Tapınak, Hz. Musa’nın çölde inşa ettirdiği portatif çadırın iki katı büyüklüğündeydi. Mimari açıdan Mısır’dan ziyade Babil ve Fenike mimarisini yansıtıyordu. Nitekim inşasında çalışan duvar ustaları (masonlar) ve zanaatkârlar Lübnan’dan getirtilmişti. Tapınağın inşası tamamen bittikten sonra yirmi iki bin öküz ve yüz yirmi bin koyun, kurban olarak kesildi. Bu Tapınak Babiller tarafından yıkılana kadar, yani 400 yıllık bir süre boyunca Yahudi milletinin her şeyi oldu.

Konular