Hürrem | Konular | Kitaplar

Miracın Delili Mescid-i Aksa..

Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur.(İsra suresi 1. ayet)

Hz . Peygamberimiz yüce Allah'ın daveti üzerine Mirac gecesinde (M.Ö 620) Burak isimli bir binekle Kudüs'e geldiler.Burak duvarına bineğini bağladılar (yahudilerin ağlama duvarı olarak adlandırdıkları duvar) oradan yürüyerek mübarek kayanın, Mescidi Aksa nın bulunduğu kayanın üzerine çıktılar.Hz. Davut ve Hz. Süleymanın da zaman zaman uzlete çekildiği HZ. Allah'a iltica ve ibadet ettikleri mağaraya girdiler ve ülül azim peygamberlere namaz kıldırdılar sonra kayanın üzerinde bütün peygamberler saf tuttular ve peygamerimiz cemisine imam olup namaz kıldırdılar.Sonra Refrefle Cenabı Hakkın dilediği nice alemlere yolculuk etmişler Hz. Allah'la görüşmüşlerdir.

Miraç Sonrası peygamberimiz yine Mescidi Aksaya uğramış ve bağladığı Burak'a binerek Mekke'ye dönmüştür.

Peygamberimiz AIeyhisselamın İsrâ ve Miracı, bir gece içinde, yatsı namazı ile sabah namazı arasında vuku buldu.

Abdulmuttalib oğulları, İsrâ ve Mirac gecesinde, Peygamberimiz (asm)’ı bulamayınca, ara­maya çıkmışlardı.

Hatta, Hz. Abbas, Zîtuvâ'ya kadar gitti. Oralarda, yüksek sesle:

"Yâ Muhammed! Yâ Muhammed!" diyerek bağırdı.

Peygamberimiz (asm): "Lebbeyk! = Buyur!" diye karşılık verince, Hz. Abbas:

"Ey kardeşimin oğlu! Sen kavmini geceden beri zahmet ve meşakkate soktun!? Nerede idin?" dedi. Peygamberimiz (asm):

"Beytü'l-Makdis'e gittim." buyurunca, Hz. Abbas:

"Bu gecenin içinde mi?" diye sordu. Peygamberimiz (asm):

"Evet. Bu gecenin içinde gidip geldim!" buyurunca, Hz. Abbas:

"Her halde, senin başına ancak hayır gelmiş olmalıdır!" dedi. Peygamberimiz (a.s.):

"Benim başıma hayırdan başka bir şey gelmemiştir!" buyurdu.

Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı. Onlar Peygamberimiz (asm)’den delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam da onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi. Kureyşliler hemen kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar. Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, ama iman nasip olmadı.

Ama yine de Peygamberimiz (asm)’den üst üste Miraç’a çıktığına dair delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescid-i Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler,“Bir ayda gidilebilen bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler; ardından da Mescid-i Aksâ'yı görmüş olanlar, “Mescid-i Aksâ'yı bize anlatır mısın?” diye Peygamberimize (asm) soru yönelttiler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:

“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim. Derken Cenab-ı Hak birden Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim. Hatta bana, ‘Beytü'l-Makdis'in kaç kapısı var?’ diye sordular. Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım. Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım.”

Bunun üzerine müşrikler:“Vallahi dos doğru tarif ettin.” dediler, ama yine de iman etmediler.

O esnada Hz. Ebû Bekir (ra) çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler. Hz. Ebû Bekir (ra), “Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız şeksiz şüphesiz doğrudur.” diyerek hemen tasdik etti ve bundan sonra Hz. Ebû Bekir (ra) “Sıddîk, tereddütsüz inanan” unvanını aldı

Konular