Hürrem | Konular | Kitaplar

Payitaht Abdülhamid dizisindeki hatalar!

Payitaht Abdülhamid dizisi nihayet başladı.
Fakat dizi 1896 yılı itibariyle süregeliyor. 1896 Yani Sultan Abdülhamid’in tahta geçişinin 20. yılı. Dizideki zaman diliminden evvelki 20 sene zarfında meydana gelen olaylardan hiç bahsedilmedi. Belki ilerleyen bölümlerde flashbackler yapılıp geçmiş dönemin olaylarına yer verilir. Şimdilik bilemiyoruz. Ama 93 Harbi ile başlayan, Kıbrıs, Mısır, Tunus, Teselya, Somali ve Habeşistan’ı kaybettiğimiz felaketler zincirine yer verilir mi? Sanmıyorum…
Keza Duyun’u Umumiye idaresi’nin kurulması ve Osmanlı’nın gelirlerinin bu idareye devri de dizinin işlendiği tarihten önce. Yani anladığımız kadarıyla bu olaylara dizide şahit olamayacağız…

Dizide gördüğümüz ilk bariz hata Abdülhamid Han ve ailesi.
Dizide Abdülhamid Han’ın bir eşini ve iki çocuğunu görüyoruz. Oysa dizinin geçtiği zaman diliminde bu eş ve çocuklar dışında sarayda yaşayan pek çok eş ve çocuğu daha vardır Abdülhamid Han’ın.

Örneğin; Bedrifelek Kadınefendi…
Evet, dizideki zaman diliminde Bedrifelek Kadınefendi’de padişahın eşlerindendir. Şehzade Mehmet Selim Efendi, Şehzade Ahmed Nuri Efendi ve Zekiye Sultan’ın valideleridir.
Üstelik sarayın “Baş Kadınefendi”sidir.
Bu durumda, Bedreifelek Hanım dururken Bidar Sultan’ın esamesi bile okunmaz.
Bunun dışında Safinaz Nur Efzun Kadınefendi de vardır sarayda.
Kendisi Abdülhamid’in eşidir. Safinaz Hanım da İkinci Kadınefendi’dir.
Ayrıca Şehzade Burhanettin Efendi de saraydadır. Onun da annesi Fatma Naz Hanımefendi’dir. Ama onlar da dizide yoktur.
Dizinin geçtiği zaman diliminde henüz bebek olan Şehzade Abdürrahim de yoktur dizide.

Oysa ki ailesine bağlı bir baba profili olarak dizide yer alan 2. Abdülhamid’in henüz bebek olan şehzadesine düşkünlüğü de gösterilebilirdi pekala.
Dizide göze çarpan bir diğer ayrıntı, devrik padişah V.Murat’ın Çırağan Sarayı’ndaki yaşamı. Dizide V. Murat Çırağan Sarayı’nda kızları ile yaşıyor, ama kimse ile konuşmuyor, akıl sağlığını yitirmiş bir halde gösteriliyor. Evet V. Murat, Çırağan Sarayı’na kapatıldığı ilk dönemlerde akıl sağlığını kaybetmişti, lakin zamanla düzeldi ve dizinin geçtiği tarihten çok önce sağlığına kavuştu hatta kızları ile birlikte besteler yapmaya başladı…
Dizide Abdülhamid’in İngiltere Kraliyet sarayına yerleştirdiği bir ajanı var. Ajan, Sultan’a istihbarat brifingi veriyor. Ama burada bariz bir hata mevcut.
Ajanımız brifingde harita üzerinde Osmanlı’ya dair İngiliz emellerini gösteriyor.
Buna göre gelecekte Kıbrıs’ta İngiliz hakimiyeti, İngiliz planlarında yer almakta.

Tabi bu konuşma 1896 yılında yapılıyor.
Oysa Kıbrıs’a İngiliz bayrağı tam 18 sene önce yani 1878’de çekilmiş bile.
Abdülhamid han israfa, müsrifliğe karşı bir portre çiziyor. Kahvaltı sofrasındaki zenginlikten rahatsızlık duyuyor ve sofranın fazla kalabalık olduğunu söyleyip kızıyor.
Oysa ki aynı zaman diliminde kendisi bizzat devlet hazinesinden yeğeni Hatice Sultan için saray yaptırıyor. Devlet hazinesi tabi Duyun-u Umumiye’nin kontrolünde ve yeğenine yaptırdığı saray da dış borçtan gelen parayla yapılıyor…
Bir de zikir sahnesi var…Abdülhamid zikre bizzat iştirak ediyor.
Evet Abdülhamid Han iyi bir mümin, iyi bir müslümandı. Ama ondan evvel Türkçü ve Turancı biriydi. Üstelik bu tip tarikatlara, dergahlara da prim vermeyen biriydi. Böyle birinin zikre dahil olması Abdülhamid Han’ın yaşantısı ve kişiliğine uyuşmuyor.
Ama bu saçma zikir olayı bu tip dizilerde adeta bir “ürün yerleştirme” gibi. Diriliş Ertuğrul’da bile zikir sahnelerine şahit olduk nitekim.
Bir de teknik bir hata mevcut. Dizide Abdülhamid Han’ın eniştesi Damat Mahmut Celalettin Paşa, Hicaz demiryolu’nun İstanbul’dan Medine-Mekke’ye 1300 km uzunluğunda olduğunu söylüyor, burada bir mesafe hatası var tabi. Hicaz demiryolu’nun 1300 km uzunluğu doğrudur, ama bu mesafe sadece Suriye-Ürdün ve Suudi Arabistan topraklarında kalan uzunluktur. Halep-İstanbul arasındaki mesafe Hicaz Demiryolu’na dahil değildir.
Bütün bunlara rağmen dizi, kurgu ve işleyiş olarak gayet güzeldir ilk bölüm itibariyle. Tabi ki hatalar olacak. Sonuçta bir belgesel değil, dizi yapılıyor. O kadarını da maruz görmek lazım, yeter ki maksatlı ve propagandaya dönük olmasın…

Konular