Hürrem | Konular | Kitaplar

Beyin göçünün osmanlıca kod adı: DEVŞİRME


Devşirme konusunda yazıp çizen çok oldu. Osmanlıyı tamamen ele geçirdikleri yönetime hakim oldukları vs. vs.

Fakat aynı kişilere bugün Türkiye'ye beyin göçü olsa diye sorulsa en ön saflarda alkış tutarlardı! Beyin göçü nedir? Yabancı sermaye nedir? Yatırım nedir? TV leri açtığınızda bakınız iki yabancı sermaye geldi diye insanlar bayram ediyor. Biri parasal diğeride düşüncesel!

Osmanlı ilk kuruldugu andan itibaren en büyük yatırımını Beyin Göçü üzerine yapmıştır. Zaten yerli türk halkı osmanlı'nın kurduğu medrese ve eğitim yuvalarında eğitimden geçiriliyor ve türk kültürüne sahiplerdi. Ancak farklı toplumlardan olan zeki ve çalışkan cocukların tamamen türk kültürü ile yetişmeleri mevcut medrese ortamları dönemin şartları çerçevesinde yeterli değildi. Dışlanma ve yeteri kadar entegrasyon gerçekleşmemesi nedeni ile panzehir beklenirken ZEHİR olabilirlerdi.

ENDERUN ve HAREM üniversiteleri bu amaçla kurulmuştu. Bugün bu isimlerin bu kadar çok bilinmesi bizzat sarayın kontrolünde olmasındandır. Fakat osmanlı da sadece enderun yoktu! Bugün gördüğünüz her ihtişamlı osmanlı camilerinin avlularında bahçelerinde bir de enderun kadar güçlü eğitim yuvaları mevcuttu. Birilerin maksadı bağcı döğmek olunca onları görmek istemiyorlar

Her neyse..

Osmanlı döneminin farklı kültür ve toplumlarından olan zeki ve akıllı çocukları küçük yaşta alarak eğitip onlardan en iyi şekilde istifade etmiştir. Herşeyden önce onları islam kültürü ile yoğurmuşlar kıvamına gelincede saray kültürü ile pişirmişlerdir.

Osmanlı'da islam hukuku geçerli olduğu için bugün ki gibi üniversitelerde mevcut kadın-erkek aynı ortamda eğitim görme imkanı yoktu. Erkek'lerin eğitim gördükleri fakulteye Enderun, kadınlar'ın eğitim gördükleri fakulteye de HAREM demeyi uygun görmüşlerdir. Yabancı erkeklerin kadınlarla işli dışlı olmamsı nedeni ile kadınlar bölümü HAREM ismi ile anılmıştır. Harem mahrem bölgedir. Haremlik selamlık ismide osmanlıdan kalan kültürel bir isimdir. Her evin bir HAREM'i vardır. Bu yüzden padişah'ın harem'i yani aile hayatı ile EĞİTİM ÜNÜVERİSTE harem'i ısrarla karıştırılmaya çalışılmaktadır..

Enderun daki eğitim ile Harem'deki eğitim birbirinden farklı olup biri devlet yönetimine yönelik iken bir nevi SİYASEL BİLİMLER AKADEMİSİ gibi diyebiliriz. Diğeri daha çok yaşama dair eğitimi içermekte idi.

Günümüzdeki beyin göçü ücretli çalıştırmaktan ibaret iken osmanlı bunu daha ileri düzeyde uygulayıp sıfırdan yetiştirip hem dini hem milli hem de kültürel olarak TAM OSMANLI olarak yetiştirmiş. Ve HAREM'de yetiştirdiği eğitimli kızlarla da evlendirerek tamamen bir osmanlı hakimiyetini birey üzerinde sağlamıştır.. SADAKAT'i en üst düzeye çıkartmıştır.

Enderun'un askeri kanatı da yeniçeri ocağı olarak isimlendirilmiştir. Beyin göçleri bireylerin kendi isteklerinden çok ailelerin çocuklarının daha iyi yerlere gelmesi arzusundan bizzat ailelerden çocuk yaşta alınarak gerçekleşmiştir. Ya da savaşlarda alınan toprakların esir düşmüşlerin zeki cocuklarıdır.

Yetiştirilen beyinler sadece osmanlının merkezi istanbulda kalmamış kendi topraklarına gönderilerek oralarda da osmanlının hakimiyetini pekiştirmişlerdir.

Düşünün Kanuni macaristanı aldı. halkı macarca konuşur. Peki 150 sene onlarla osmanlı merkezi yönetimi nasıl diyalog kurdu? Onlarla nasıl iletişime geçti. Dil farklı kültür farklı. bugün macaristan gibi 40 dan fazla devlet osmanlı topraklarında idi. Hepsi ile nasıl iletişime geçilecek 100 farklı dil. PAdişah ya da osmanlı birokresisi hepsini bilecek değil öyle değil mi?

İşte sürekli eleştirilen ve ortaya atılan DEVŞİRME gerçeği de burada devreye geçiyor. Osmanlı hakimiyeti altındaki farklı kültürlerle kendi yetiştirdiği oranın halkından olan BEYİN'lerle köprü kurmuştur. O beyinleri kendi yetiştirdiği kızlarla evlendirerekte kontrol altında tutmuş sadakatininin üst düzeyde kalmasını sağlamıştır.

Bugün en basit PKK gibi sorunlar isyanlar o zaman hiç mi yoktu? Macaristana girdiğinde herkes teslim mi olmuştu? Dağa çıkan hiç yokmuydu? biz iki karış kandil dağını temizleyemiyoruz bu kadar üstün teknolojiye rağmen hala şehit veriyoruz.. Osmanlı zamanında 40 ayrı toprağın her birinde hiç mi isyan yoktu?

Kısaca dar görüşlü, ufukları sadece uçkurundan ibaret beş para etmez insanların saçma sapan yorumları ile devasa büyüklükteki osmanlı hakimiyeti anlaşılamaz. Onlar sadece yazar çizer maaşını patronlarından alır susar. Ne derin kültürleri ne milli duyguları ne de vatan sevgileri vardır. Kimseyi ithamda bulunmuyoruz. Taş atan kendini bilir.

En azından biz ufkumuzu genişletelim onların kısır düşüncelerine mahkum olmayalım. Tarihimize küsmeyelim. Hayranlığımızı haykıralım. Olayı sadece padişahların cinsel hayatları ile sınırlamayalım. Sevelim sayalım. Gurur duyalım. Beyinleri sadece yatakta çalışanların oyuncağı olmıyalım

Son olarak süper güçlük osmanlıdan ingiltereye geçmeye başladığında da beyin göçü de ingiltereye kaymış ve osmanlının en büyük silahı düşmanlarının eline geçmiştir. Bugün de beyin göçü amerika ve avrupaya hala devam etmekte. zeki türk öğrenciler burslu olarak avrupa ve amerika üniversitelerinde okutulmaktadır. Hatta bunun için fırsatlar verilmektedir. Ve zeki olanların o ülkelerde kalmaları için her türlü imkan karşılanmaktadır. NASA'dan CERN'e bir çok türk o ülkelere hizmet etmekdir. 400-500 yıl öncede dünyanın zeki cocukları istanbul'a gelebilmek için yarışıp bunun hayalleri ile gece yataklarını girmekte idiler..

Bugün kaçınız yurtdışındaki üniversitelerde eğitim görmek istemezdi? Ya da cocuğunuz oxford ya da harward üniversitesinde okumasından gurur duymazdınız? Kaç mühendis BMW, Siemens, Mercedes fabrikalarında çalışmak istemezdi.

Gururla ben afganistan'ın kabil şehrinde üniversite eğitimi alıyorum diyeni duydunuz mu hiç?

gerçeklerde buluşmak ümidi ile

imdat sezer