Hürrem | Konular | Kitaplar

Hafsa Sultan

Hafsa sultan nasıl öldü



Ayşe Hafsa alide Sultan, 1479 yılında doğmuş ve 19 Mart 1534 tarihinde 55 yaşında iken vefat etti.

Yavuz Sultan Selim'in eşi ve Kanuni Sultan Süleyman'ın annesidir.

Ayşe Hafsa Sultan Kanuni Sultan Süleyman 1520 yılında tahta çıkınca Valide Sultan oldu. Bu sıfat ile anılmış ilk padişah annesidir. 14 yıl Valide Sultan kaldı.

Hafsa sultan her fani gibi ölüm vakti geldiğinde ruhunu teslim etti. Ve ebedi alem olan ahirete göç etti.

Vefatından 24 yıl sonra 1558'de Hürrem Sultan ölmüştür.

Mekanı Cennet Olsun

Ruhuna Bir Fatiha okumadan sayfayı kapatmayalım

Osmanlı Kadını Zevkli ve Beceriklidir!

“Padişah anaları yabancıdır Türk ırkını bozmuştur” demek onlara atılabilecek en büyük iftiradır…

Böyle bir iftira ruhlarını incitmekle kalmaz hayatın gerçeklerine de aykırı düşer. Çünkü insan mensup olduğu ırktan değil insanlığa katkılarından kıymet alır. Bu anlamda padişah anaları eşleri ve kızları son derece kıymetlidir. Zira hemen hemen hepsi kendilerine verilen tahsisatı israf etmeyerek “eser”e dönüştürmüş ve kendilerinden sonraki insanlığa armağan bırakmışlardır.

Birkaçı dışında farklı etnik kökenlerden gelen hanım sultanların çoğu çocuk yaşta saraya alınarak eğitilir padişah eşi olmaya layık hâle gelenler valide sultanın (padişahın annesi) arzu ve onayı sonucu padişahla evlendirilirlerdi…

Harem ve Hürrem

Harem yıllardır tartışılır...
“Koltuk Oryantilisti” dediğimiz Avrupalı tembellerin oturdukları yerden yazıp çizdikleri “eser”ler (roman ve resimler) bizim “yerli yabancı”lara “kaynak” teşkil ediyor...
Tabiatıyla da ortaya bir “Roma haremi” çıkıyor.
Allah’ınızı severseniz, söyler misiniz, şu dizideki Kanuni’nin adı “Constantin”, Hürrem Sultan’ınki “Aleksandra”, diğer kadınların ve erkeklerin “Mari, Despina, Dimitri, Yako” olarak değiştirilse, ekrandaki saraya da “Topkapı Sarayı” yerine “Roma Sarayı” dense, yadırgar mısınız?
Görüntüde bir namaz sahnesi dışında (o da acemice) bize dair hiçbir şey yok!
Kadınlarda yaka-bağır açık, erkeklerde dindarâne bir teveccüh hak getire...
Herkes raks etmenin, gönül eğlendirmenin peşinde...
Hayır, bu “Topkapı Sarayı” değil.