Hürrem | Konular | Kitaplar

Yerli diziler ve aile hayatımız

“Televizyon ve Aile”ye ilişkin olarak yapılan eski bir araştırmanın sonuçlarını unutamıyorum. Sık sık bakıyorum. Baktıkça da geleceğimiz adına üzülüyorum.
Çünkü bu araştırmaya göre, yüzde doksandan fazlası Müslüman olan toplumumuzun ekranlarına gelen insanların sadece yüzde 20’si Müslüman...

O da nasıl bir Müslüman, tartışılabilir!
Çünkü dizilerde namaz-niyaz, hac-zekât, hatta kelime-i şahadet hak getire! Yeri geldiğinde “Lahavle” dahi çekemiyor, yanlış söylüyorlar, kötü örnek oluyorlar...
Bir dizide Kanuni Sultan Süleyman’ı oynayan aktör namaz kılmayı bilmiyor. Muhtemelen yönetmen ve senarist de bilmediği için namaz namaz olmaktan çıkıyor, tuhaf hareketlere dönüşüyor...
En beteri de “Şeyhülislam” rolünü oynayan aktöre yanlış namaz kıldırmaları: Rüküa giderken “Allahüekber”, kalkarken yine “Allahüekber”!..

“Samiallah” güme gidiyor.
Bu dizi bir de reyting rekortmeni: “Dinin direği” sayılan namaza bu kadar yabancı duranların yaptığı dizilerde varlık arayacak kadar umursamazlaştık mı sahi?
Umursuyorsak hâlâ neden reyting yapıyor?
Şöyle bir hatırlar mısınız lütfen: Seyrettiğiniz kaç dizide namaz sahnesi var?

Yani çeşitli kanallarda “yerli dizi” olarak ekranlara sürülen dizilerin Türkiye’de çekilmiş olması dışında bizden bir çizgi yok... Bizim hayatımızdan izler taşımıyor. Birçoğu Brezilya’nın “pembe dizi”lerinden farksız... Üstelik kötü kopyalar. Çete ve mafyadan geçilmiyor.

Oysa bu milletin bir dini hayatı, o hayattan kaynaklanan dinamikleri ve her şeye rağmen millî bir duruşu var!
“Yerli” dizilerde bunları bulamazsınız.

Adı geçen araştırmanın ulaştığı çarpıcı sonuçlardan biri şu: Ekranlardaki ailelerin eğitim düzeyiyle eğitim düzeyimiz, varlıklarıyla varlığımız, terbiye anlayışlarıyla terbiye anlayışımız uyuşmuyor. Hatta yer yer taban tabana zıtlaşıyor.
Ayrıca ekranlardaki ailelerin namus anlayışı, bizim toplum ekseriyetinin namus telâkkisine son derece ters. Ekranlar bizim toplum ekseriyetinin “sapıklık” saydığı aykırı ilişkilerden geçilmiyor (yeğen amcasının karısına âşık ve her türlü naneyi yiyorlar)...

Üstelik dizilerdeki insan ilişkileri son derece yapay... Her şey hesaplı-kitaplı... Bu da gerçek hayatla örtüşmüyor. Buna rağmen dengesini henüz kuramamış olanların tüm dengesini bozabilecek bir etki bırakabiliyor.

Dizideki insanlarda yardımlaşma duygusu yok. Her şey menfaat üzerine dönüyor.

Televizyonda yoğun biçimde gösterilen aile yapısının yüzde 20’si Amerikan tipi. İstanbul tipi aile yüzdesi yalnızca 14.00...
Sık sık ekrana sürülen tiplerden yüzde 74’ü üst gelir grubundan. Toplumumuzda ekseriyeti teşkil eden gelir gruplarının ekrana yansıma oranı ise yalnızca yüzde 26.00...

Sonuç: Ekranlarda seyrettiğimiz insan modeli ve aile yapısı ile bizim insan modelimiz ve aile yapımız arasında hiçbir bağ yok...
Televizyonlarımızdaki aileler, aile hayatımızın bir iz düşümü değil.

Amaç, toplumun yaşamadığı bir hayatı, topluma dört-beş saat yaşatmak...

Bunun tercümesi “toplumu boş şeylerle meşgul etmek” şeklinde yapılabilir.

Galiba oyuna geliyoruz dostlar, birileri hayal satıp para kazanırken aile yapımızı ve tabii huzurumuzu bozuyor.
Kısacası huzursuzluk satın alıyoruz!
Her akşam ekranlarımızda içki içen, adam öldüren, sınırsız flört eden, hiçbir mahremiyet tanımayan, aile büyüklerini ayrı evlerde oturtan, namaz kılmayan, oruç tutmayan, hiçbir surette camiye girmeyen tipleri izleyip duruyoruz.
Farkında olmadan, şuuraltımıza bu olumsuz tipler yerleşiyor; zaman içinde yadırgamamaya, sonra sonra belki taklit etmeye başlıyoruz.

Suçlular ordusu nasıl oluşuyor sanıyorsunuz? Televizyonun buna katkısı azımsanamaz.

Yavuz Bahadıroğlu - Yeni Akit
2011-05-09


7 yorum

dizim

inanın çoğu türk dizilerini ailecek izleyemiyorm.ama kore dizilerinin nerdeyse hepsini ailecek izleyebiliyoruz.üstelik müslüman olmadıkları halde bizden daha müslüman gibiler.
hadi diğerleri biryana kanuninin öpüşme sahneleri bile çok tuhaf geliyor.
geçen gün bir kore dizisin de bizim kağan atilla konusu geçiyordu.kendi kralları ile ortak iş yapıyorlardı.tarihte bunun doğru olduğunu araştırınca öğrendim.bizim dizilerde sadece aşk meşk öpüşmeler olduğu için kağan atilla nın bırakın hayatını en ufak rastlamak ismi bile geçmemiştir

18.05.2011 - ela

cok haklisiniz ama malesef

cok haklisiniz ama malesef gercek bu degistiremiyoruzda insan sadece uzulmekle kaliyor allah hepimizin yardimcisi olsun insallah

07.08.2011 - Ziyaretçi

tarafsız

bu siteyi ilk ziyaret edişim..yorumlardan ve konulardan da anladığım kadarıyla bol tartışmalı e muhteşem yüzyıl dizisini bolca karalayan bi site.. ben siteden veya diziden taraf değilim.
sitede okuduğum yazılarda; site durmadan diziyi karalıyor, gerçek değilmiş, herşey reyting içinmiş falan filan..
fakat siteyi ilk açtığımda gözüme bi yazı çarptı:

'Çok kısa bir sürede 300.000 ziyaretçi birmilyon'a varan sayfa gösterimi ile www.hurrem.net hizmetinizde olmaya devam ediyor. Teşekkürler Türkiyem'
diye.. sizce de bu sitenin söylediği gibi çok kısa sürede 300.000 ziyaretçiye ulaşması dizi sayesinde değilmi??
öyle yada böyle bence dizi olmasaydı birçok insan tarihini merak bile etmezdi.. dizide yalanda olsa merak edipte dizideki olaylara dayanarak tarihini araştıran birçok insan var..
bence sitenin başında yazan yazının sonundaki teşekkür türkiyeye değil diziye olmalı..

15.08.2011 - tarafsız

CVP:tarafsız

Yumurtadan mı tavuk çıkar yoksa tavuktan mı yumurta..

Dizi KANUNİ'nin hayatı işlendiği için insanlarda ilgi uyandırdı. Özellikle dizi üzerine eleştiriler diziye karşı olan alakayı artırdı. Evet insanlar diziyi izlediği için tarihi olayların gerçekliliğini merak edip araştırdı.. Eğer öncesinde tepkiler olmasa çok doğru süper çekmişler dense idi ne dizi bu kadar çok izlenir, ne de izleyicileri gerçekleri araştırmak için internete başvururlardı..

Sitemizde alternatif bakış açılarını sunduğumuz için insanlar dizi tartışmaya değil, alternatif düşünceleri okumak için buradalar.. Bu dizi bir kaç sezon sonra bitebilir. fakat hurrem.net inşaallah yıllarca aktif olarak kitlelere hitap edecektir.

Zaten dizi yaz sezonunda olmasına rağmen ciddi bir ziyaretçi kitlesine hergün hitap etmeye devam etmektedir. Bu da sadece diziye bağımlı olmadığının göstergesidir.

16.08.2011 - diziye rağmen

ya ben gercekten

ya ben gercekten anlayamiyorum : bu sayfa kimi kimden savunmaya calisiyor? kanuni''yi izleyicilerden? kanuni'nin tablosu gercekci dusunen insanlardan? yani simdi adami evliya mi ilan etmek lazim? kac karisi vardi? 4 - tarihciler oyle diyor degil mi? iyi de, kac esine nikah kiymis? tek hurreme...onu da tarihciler diyor...ibrahim pasa'yi tum kurallari kirarak sadrazam yapmis mi? yapmis...sonra oldurmus mu? oldurmus. butun eslerine adil davrandi mi? davrandadi, hurremi tahta koymus...mustafa'ya adil davranmis mi? o da tartisilir...hurrem onu parmagini ucunda oynatti mi? oynatti...e, ozaman ne konusuyoruz? bir de soyle dusunsek....hurremin etkisi buyuk olmazsaydi, sehzade mustafa padisah olmayacak miydi? hurremin etkisi olmazsaydi, ibrahim'i oldurecek miydi? yani....

17.09.2011 - Ziyaretçi

CVP:ya ben gercekten

kanuni zaten evliya idi..!

yazdıkların ise yorumlar..

18.09.2011 - dost

hic bi sekilde dizi izlemedigim icin

hicbisekilde dizi izlemedigim icin yorum yapamiyorum...:))) yani izlemiyin dizi falan cok SIKICI bikere gerceklikle alakasi olmayan onlarca dizi.. tut birini vur otekisine...yani diziler bu kadar mi sIKICI OLUR ... ben sevmiyorum sahsen

18.09.2011 - kül kedisi

Konular