Hürrem | Konular | Kitaplar

Uzman Tarihçiler Diriliş’i Yorumladı

Yapımını Mehmet Bozdağ’ın, yönet¬menliğini Metin Günay’ın üstlendiği “Diriliş: Ertuğrul” dizisi geçti¬ğimiz ay TRT 1 ekranlarında gösterilmeye başladı. Derin tarih Dergisi, Ertuğrul Bey ile alplerinin Tapınak Şö¬valyeleri ve Moğollara karşı mücadelelerini ve Osmanlı Beyliği’ni kurma sürecini konu alan Diriliş’in tarihî gerçekler¬le ne kadar örtüştüğünü uz¬manlar yorumlattı.
Selçuklu eksik ve yanlış tanıtılıyor
Doç. Dr. Muharrem Kesik
(İÜ Tarih Bölümü)

Osman Gazi’nin dedesi Süleymanşah olarak gösteriliyor, tarihçilerin son çalışmalardaki kanaati dedesinin Gündüz Alp olduğudur. Dizinin Süleymanşah’ı tercih etmesini bir türlü anlayamadım. Öte yandan olayların kurgusunda karışıklık¬lar var. Zaman mefhumunda gel-gitler mevcut. İlk iki bölümde Moğollar meselesinden çok uzaktalar. Oysa bu dönemde Anadolu’da Moğollar etkin. Kayı boyunun bölgeye girişini net olarak belirtmeseler de I. Alaeddin Keykubat dönemi kabul etmişler, aslında II. Alaeddin Keykubat dönemindedir. Selçuk¬luların bir kumandanı¬nın çevirdiği entrikalar anlatılıyor. O dönemde böyle entrikalar çevir¬mek çok kolay değildi çünkü hâkimiyeti tam¬dı. Ayrıca Selçuklu kumandanı olarak gösterilen kişinin kostümü gerçeklere uygun değil. Bence Selçuklu eksik ve yanlış tanıtılıyor. Tarihî dizilerin tek iyi tarafı izleyenleri oku¬maya sevk etmesi.

Ertuğrul niçin yurt için Halep’e gitsin
Prof. Abdülkadir Özcan
(FSM Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü)
Ertuğrul Gazi hakkında ne yerli ne de yabancı hiçbir çağdaş kaynakta bilgi var; ilk bilgiler 150 yıl kadar sonra yazılmış. Bu bakımdan Diriliş yüzde 99 kurguya dayandırılacaktı; öyle de yapılmış. Ancak bazı basit hataların yapılma¬ması gerekirdi. Bunların başında Ertuğrul Bey’in babasının Süleymanşah değil, Gündüz Alp olduğu meselesi gelir. Zira ilk Osmanlı şecerelerinde, mesela Ahmedî’nin Destan’ında bu beyin adı geçmekte; son yıllarda bulunan Osman Gazi’nin akçesindeki mealen “Gündüz Alp oğlu Ertuğrul” ifadesi de bunu doğrulamaktadır. Osmanlı soyunun Anadolu Selçuklu Devle¬ti’nin kurucusu olan Süleymanşah’a bağlanması tamamen siyasî sebeplerden.
Kaynaklarda net bilgi bulunmamasına rağmen Suriye sınırları içinde Süleymanşah’a nispet edilen mezarın bile kime ait olduğu tartışmalı. İkinci olarak Ertuğrul niye yurt talebi için Halep’e gitsin? Ona Söğüt civarında yer veren Selçuklu Sultanı Alaeddin Konya’da değil mi? Aşiret beyi olan Ertuğrul, Selçuklu Sultanı’na niye kafa tutsun? O sırada cirmi ne ki?

İbnü’l-Arabî ile Ertuğrul’un karşılaşması zorlama
İbnü’l-Arabî’nin Ertuğrul ile karşılaşması biraz zor¬lama gibi. Bunun imkân dâhilinde olması çok zor. Zira arada yaş farkı çok fazla. İbnü’l-Arabî 1240’ta, Ertuğrul Bey ise 1280’li yıllarda vefat etmiş. Zaman zaman konuşmalarda Haçlı tehlikesinden söz ediliyor. Oysa o sırada asıl tehlike Moğollardır. Son bir şey: Ertuğrul’un namaz kıldığı seccade yanlış görmediysem evlerimizdeki ucu püsküllü bez seccade gibiydi. Yani fazlaca modern görünümlü.
Kayıların anlatılışını çok beğendim
Prof. Fahameddin Başar
(FSM Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü)
Herşeyden önce 13. yüzyılı yansıtan oba hayatını, Kayı aşiretinin Anadolu’daki durumu¬nu anlatışını çok beğendim. Ertuğrul Gazi’nin babası Süleymanşah olarak benimsenmiş. Farklı kaynaklarda böyle bilgiler mevcut. Aşıkpaşazade, Oruç Bey, Neşrî gibi ilk Osmanlı vakayinameleri Süley¬manşah’ın Ertuğrul Gazi’nin babası olduğunu söyler ama onlardan biraz daha önce kaleme alınmış olan Ahmedî ve sonraki tarihlerde Karamanî Mehmed Paşa gibi kaynaklarda Gündüz Alp olduğu kayıtlı. TDV İslam Ansiklopedisi’nde “Ertuğrul Gazi” maddesini kaleme almış biri olarak şunu söy¬leyebilirim: Kendisinin şeceresi, babasının adı meselesi, Anadolu’ya ne zaman geldikleri kaynaklardaki farklı bilgilerden dolayı iki farklı şekilde verilir. Kayıların Anadolu’ya gelişi 11. yüzyılda Malazgirt’ten sonra mı gerçekleşti yoksa 13. yüzyıldaki Moğol istilası ile mi geldiler? İki farklı görüş de etkin olduğundan ikisi de kabul görmüş.

İsimler üzerinde fazla durmayalım
Dizide babasının Süleymanşah olduğu ve Kayıların Anadolu’ya Malazgirt’ten sonra geldiği kabul edilmiş. Ertuğrul Gazi’nin Halep’e gidip Halep Emiri’nden kışlak olarak yurt istemesi bana biraz garip geldi. Dizi Osmanlı’nın kuruluş dönemini gündeme getirmiş oldu. İsimler üzerinde fazla durmayalım. Tabii ki doğ¬rusunu vermek şart ama farklı kaynakların esas alındığı belli.
Fatih’i ele alsaydı sabaha kadar tartışırdık
Prof. Dr. Feridun Emecen
(29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü)
Dizi Fatih dönemini ele alsaydı sabaha kadar tartışırdık. Çünkü o dönemin bir zemini var ve olayları anlatan kaynak açısından sıkıntımız yok. Fakat burada tam anlamıyla bilinmezliklerle karşı karşıyayız. O dönemdeki hiçbir kaynak Osman¬lılardan bahsetmez. Olay örgüsü, 15-16. asırlarda, yani kuruluştan 150, buradaki olayların geçtiği tarihten 200 yıl sonra kaleme alınmış Osmanlı kroniklerin¬deki menkıbelere dayanıyor. Tabii ki çok boşluk var kaynaklarda, bunları da senaristin muhayyilesi dolduracaktır.

Tarihî dizilerin ve filmlerin artmasın¬dan özel bir gündem çıkarmak doğru değil. Türkiye’de Batı’ya nispetle ta¬rihî konularda çok az film yapıldı. Gelişen teknoloji bu kabil dönem dizilerinin yapılmasına imkan verdi. Kıyafetlerin tespiti ayrı bir uzmanlık gerektirir. Kanuni dönemi olsaydı iş daha kolay olabilirdi. Fakat Selçuklu dönemiyle alakalı elimizde birkaç minyatür var, ancak göçerler ne giyerdi bilinmez.

Yapımını Mehmet Bozdağ’ın, yönet¬menliğini Metin Günay’ın üstlendiği “Diriliş: Ertuğrul” dizisi geçti¬ğimiz ay TRT 1 ekranlarında gösterilmeye başladı. Derin tarih Dergisi, Ertuğrul Bey ile alplerinin Tapınak Şö¬valyeleri ve Moğollara karşı mücadelelerini ve Osmanlı Beyliği’ni kurma sürecini konu alan Diriliş’in tarihî gerçekler¬le ne kadar örtüştüğünü uz¬manlar yorumlattı.
Selçuklu eksik ve yanlış tanıtılıyor
Doç. Dr. Muharrem Kesik
(İÜ Tarih Bölümü)

Osman Gazi’nin dedesi Süleymanşah olarak gösteriliyor, tarihçilerin son çalışmalardaki kanaati dedesinin Gündüz Alp olduğudur. Dizinin Süleymanşah’ı tercih etmesini bir türlü anlayamadım. Öte yandan olayların kurgusunda karışıklık¬lar var. Zaman mefhumunda gel-gitler mevcut. İlk iki bölümde Moğollar meselesinden çok uzaktalar. Oysa bu dönemde Anadolu’da Moğollar etkin. Kayı boyunun bölgeye girişini net olarak belirtmeseler de I. Alaeddin Keykubat dönemi kabul etmişler, aslında II. Alaeddin Keykubat dönemindedir. Selçuk¬luların bir kumandanı¬nın çevirdiği entrikalar anlatılıyor. O dönemde böyle entrikalar çevir¬mek çok kolay değildi çünkü hâkimiyeti tam¬dı. Ayrıca Selçuklu kumandanı olarak gösterilen kişinin kostümü gerçeklere uygun değil. Bence Selçuklu eksik ve yanlış tanıtılıyor. Tarihî dizilerin tek iyi tarafı izleyenleri oku¬maya sevk etmesi.

Ertuğrul niçin yurt için Halep’e gitsin
Prof. Abdülkadir Özcan
(FSM Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü)
Ertuğrul Gazi hakkında ne yerli ne de yabancı hiçbir çağdaş kaynakta bilgi var; ilk bilgiler 150 yıl kadar sonra yazılmış. Bu bakımdan Diriliş yüzde 99 kurguya dayandırılacaktı; öyle de yapılmış. Ancak bazı basit hataların yapılma¬ması gerekirdi. Bunların başında Ertuğrul Bey’in babasının Süleymanşah değil, Gündüz Alp olduğu meselesi gelir. Zira ilk Osmanlı şecerelerinde, mesela Ahmedî’nin Destan’ında bu beyin adı geçmekte; son yıllarda bulunan Osman Gazi’nin akçesindeki mealen “Gündüz Alp oğlu Ertuğrul” ifadesi de bunu doğrulamaktadır. Osmanlı soyunun Anadolu Selçuklu Devle¬ti’nin kurucusu olan Süleymanşah’a bağlanması tamamen siyasî sebeplerden. Kaynaklarda net bilgi bulunmamasına rağmen Suriye sınırları içinde Süleymanşah’a nispet edilen mezarın bile kime ait olduğu tartışmalı. İkinci olarak Ertuğrul niye yurt talebi için Halep’e gitsin? Ona Söğüt civarında yer veren Selçuklu Sultanı Alaeddin Konya’da değil mi? Aşiret beyi olan Ertuğrul, Selçuklu Sultanı’na niye kafa tutsun? O sırada cirmi ne ki?

İbnü’l-Arabî ile Ertuğrul’un karşılaşması zorlama
İbnü’l-Arabî’nin Ertuğrul ile karşılaşması biraz zor¬lama gibi. Bunun imkân dâhilinde olması çok zor. Zira arada yaş farkı çok fazla. İbnü’l-Arabî 1240’ta, Ertuğrul Bey ise 1280’li yıllarda vefat etmiş. Zaman zaman konuşmalarda Haçlı tehlikesinden söz ediliyor. Oysa o sırada asıl tehlike Moğollardır. Son bir şey: Ertuğrul’un namaz kıldığı seccade yanlış görmediysem evlerimizdeki ucu püsküllü bez seccade gibiydi. Yani fazlaca modern görünümlü.
Kayıların anlatılışını çok beğendim
Prof. Fahameddin Başar
(FSM Vakıf Üniversitesi Tarih Bölümü)
Herşeyden önce 13. yüzyılı yansıtan oba hayatını, Kayı aşiretinin Anadolu’daki durumu¬nu anlatışını çok beğendim. Ertuğrul Gazi’nin babası Süleymanşah olarak benimsenmiş. Farklı kaynaklarda böyle bilgiler mevcut. Aşıkpaşazade, Oruç Bey, Neşrî gibi ilk Osmanlı vakayinameleri Süley¬manşah’ın Ertuğrul Gazi’nin babası olduğunu söyler ama onlardan biraz daha önce kaleme alınmış olan Ahmedî ve sonraki tarihlerde Karamanî Mehmed Paşa gibi kaynaklarda Gündüz Alp olduğu kayıtlı.

TDV İslam Ansiklopedisi’nde “Ertuğrul Gazi” maddesini kaleme almış biri olarak şunu söy¬leyebilirim: Kendisinin şeceresi, babasının adı meselesi, Anadolu’ya ne zaman geldikleri kaynaklardaki farklı bilgilerden dolayı iki farklı şekilde verilir. Kayıların Anadolu’ya gelişi 11. yüzyılda Malazgirt’ten sonra mı gerçekleşti yoksa 13. yüzyıldaki Moğol istilası ile mi geldiler? İki farklı görüş de etkin olduğundan ikisi de kabul görmüş.

İsimler üzerinde fazla durmayalım
Dizide babasının Süleymanşah olduğu ve Kayıların Anadolu’ya Malazgirt’ten sonra geldiği kabul edilmiş. Ertuğrul Gazi’nin Halep’e gidip Halep Emiri’nden kışlak olarak yurt istemesi bana biraz garip geldi. Dizi Osmanlı’nın kuruluş dönemini gündeme getirmiş oldu. İsimler üzerinde fazla durmayalım. Tabii ki doğ¬rusunu vermek şart ama farklı kaynakların esas alındığı belli.
Fatih’i ele alsaydı sabaha kadar tartışırdık
Prof. Dr. Feridun Emecen
(29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü)
Dizi Fatih dönemini ele alsaydı sabaha kadar tartışırdık. Çünkü o dönemin bir zemini var ve olayları anlatan kaynak açısından sıkıntımız yok. Fakat burada tam anlamıyla bilinmezliklerle karşı karşıyayız. O dönemdeki hiçbir kaynak Osman¬lılardan bahsetmez. Olay örgüsü, 15-16. asırlarda, yani kuruluştan 150, buradaki olayların geçtiği tarihten 200 yıl sonra kaleme alınmış Osmanlı kroniklerin¬deki menkıbelere dayanıyor. Tabii ki çok boşluk var kaynaklarda, bunları da senaristin muhayyilesi dolduracaktır. Tarihî dizilerin ve filmlerin artmasın¬dan özel bir gündem çıkarmak doğru değil. Türkiye’de Batı’ya nispetle ta¬rihî konularda çok az film yapıldı.

Gelişen teknoloji bu kabil dönem dizilerinin yapılmasına imkan verdi. Kıyafetlerin tespiti ayrı bir uzmanlık gerektirir. Kanuni dönemi olsaydı iş daha kolay olabilirdi. Fakat Selçuklu dönemiyle alakalı elimizde birkaç minyatür var, ancak göçerler ne giyerdi bilinmez.


Konular